25 Oca 2011

{Toplumsal Korkular}

Facebook sayfamızdaki notlardan derlenmiştir: http://on.fb.me/ef5ULz

  • Korkularımız, en temel psikolojik ihtiyacımız olan 'güven' duygusuna karşılık gelir. Güvende hissetmediğimiz herhangi bir noktada korkular bizim için 'itici' güç olmaya başlar.
  • Korku, 'kötü' bir duygu değildir. 'Korkmayan' birisi önlem alamaz. Öz güvenden bile önde gelir.
  • 'Varlığının' tehdit altına girmesiyle korku başlar. Veya 'varlıklarının' kaybedilme endişesiyle...
  • İnsan korkularını (aslında duygularını) çevresiyle paylaşabildiği için sosyal bir varlıktır. Duygular (kendi koşullarında) bulaşıcıdır...
  • En çok 'yalnızlık' (tamamen yalnızlık) duygusunun insanı korkuttuğunu söyleyebiliriz.
  • Örneğin. "Beni / bizi temsil edemiyorsun" söylemi. Karşıdakinde 'aşağılanma, gelecek korkusu, güç kaybı' gibi duygular oluşturmakta. Ve onu bir çeşit tepki / önlem / hareket(sizlik) durumuna sokmakta...
  • Korkan bir çocuğun annesine sıkı sıkı sarılması. Bu eylemin yetişkinlikte bile bir şekilde sürdürülmesi ilginç bir gözlem olmalıdır. Korkuların paylaşıldıkça azaldığını (en azından öyle hissedildiğini) görüyoruz.
  • Bedensel acıların psikolojideki karşılığını 'korku' olarak nitelendirebiliriz. Bir çeşit 'psikolojik acı' durumu...
  • Korkularınız, fitili ortalıkta gezen bomba gibidir. Kendi kendine alev almaz. Ama birileri kullanabilir. /Korkularınızın gemini elinize alın./
  • Doğal bir tepki tipi olan 'korkma' eylemi, diktatörce yaklaşımlarla 'toplumsal paranoya' haline gelebilir. Geometrik olarak büyüyebilir ve inanılmaz boyutlara erişme riskini taşır...
  • Güven ortamı, kişileri 'başarıdan ve özgürlükten' korkmasını engeller. Baskı ve tehdit ortamı ise başarma korkusunu kalıcı hale getirir.

Copyright (c) 2011 Gökler Koçluk İstanbul | Bireysel ve Kurumsal Koçluk randevu talepleriniz için 0554 679 39 06

Hiç yorum yok: