4 Şub 2011

‎{Dinlememek}

Facebook sayfamızdaki notlardan derlenmiştir: http://on.fb.me/ef5ULz

  • Kimileri, karşısındakiyle diyaloğa geçmek isterken 'cezalandırıcı' ifadeler kullanır. 'Sen galiba beni duymak istemiyorsun, bu konu şu şu şekilde çözülmeli' örneğindeki gibi.
  • 'Anlatmak istediğim şey şu' şeklinde başlayan konuşmalar bazen 'açıklayıcı' bazen 'çözümleyici' bazen 'tehdit edici' yan anlamlar içerir.
  • Dinlemek eylemini 'dinlerken dövmek' tonunda icra ediyor ve 'ama bunu hak etti' diyorsanız, biz buna 'dinlememek' diyoruz. Bu durumda lütfen 'dinlenmemekten' şikayet etmeyiniz.
  • Çocuğunun (personelinin) itaatsizliğinden şikayet eden anne baba (patron), onun 'amaçlarına / ne demek istediğine' nüfuz edemiyor. Böylece 'birlikte hareket etme' fırsatını kaçırdığı için kendini zora sokuyor.
  • Duymayan (sağır) biriyle nasıl konuşurdunuz? Söz ve beden dilinizi onun algılayacağı (anlayacağı) şekilde revize etmez miydiniz. İletişim, muhatabınızdaki 'duymayan' noktaları keşfetme sanatıdır...
  • Çocuğuna (personeline) kızıp 'gerçek bir dinleme' yapmaktan uzak duranlar; bağlanmayan internete, çekmeyen tvye, düşmeyen telefon çağrısına da kızmamalıdır. Çünkü, her 'iletişim' karşılıklı bir 'bağlanma' ile başlar.
  • Karşıdakini dinlemek ve sorununu çözmek gerekirken (bunu yaptığını zannederek) kendi tezini (sorununu) kabul ettirme telaşı da bir problemdir. İç içe geçmiş, girift, analizi zor olan bu durum pek çok 'iletişim kazalarına' yol açmakta.
  • Çözümünüzün 'beğenilmemesi - kabul edilmemesi' riski varsa, muhatabınızdan (sorunu yaşayan kişiden) bir çözüm önerisi isteyin. Bu aşamada genelde sorun çözülür. Gelecek cevap sizin için 'kabul edilemez' bile olsa, adımınız boşa gitmeyecek, nispeten yol almış sayılacaksınız.
  • Sonuç olarak: Bazı 'dinleme' (iletişim) eylemleri aslında dinlememe eylemidir. Lütfen dikkat.

Copyright (c) 2011 Gökler Koçluk İstanbul | Bireysel ve Kurumsal Koçluk randevu talepleriniz için 0555 726 74 02

Hiç yorum yok: